Ebeveynlerin belki de en çok zorlandıkları konulardan bir tanesidir, çocuklarına söz geçirememe. “Ödevlerini yaptın mı?”, “uyku zamanı geldi, hadi yatalım”, “yemek hazır, yemeğe gel”, “televizyon süren bitti, şimdi kapat” gibi sorumlulukların hatırlatılması karşısında birçok ebeveyn çocukların verdikleri tepkiler ve gösterdikleri uyumsuz davranışlarla karşılaşabiliyor. Özellikle de pandemi döneminde çocuklarda görülen teknoloji kullanımındaki artışı karşısında bir dengenin oluşturulması için ebeveynlerin çabaları görülüyor. Başka bir deyişle gösterilen bu çabalar sonucunda çocukla uyum içinde olamama durumu ortaya çıkıyor.
Çocukların uyumsuz ya da dirençli davranışları karşısında bir çok anne baba doğru yaklaşım ne olmalı, nasıl davranmalıyım diye bir arayış içine girer.
Çocukların böylesi davranış ve dirençleri varken öncelikle sorulması gereken bazı sorular vardır. Bunlar;
- Çocuğumun şu anki dirençliğinin kökeni duygusal yoksunluk mu iktidar mücadelesi midir?
- Çocuk-ebeveyn iletişiminde bir problem olabilir mi?
- Çocuğun dirençli davranışları süreklilik mi içeriyor, yoksa anlık bir tepki midir?
Duygusal yoksunluk yaşayan çocuğa farklı, iktidar mücadelesi içinde olan çocuğa ise farklı davranmak gerekir. Duygusal yoksunlukta tensel temas önemli iken iktidar mücadelesinde tutarlılık önemli. Her iki durumda nasıl davranılması gerekir?, doğru pedagojik yaklaşımlar nedir? sorularına bundan sonraki yazımda ayrıntılı olarak olarak ele almayı düşünüyorum. Bu yazımda ise çocukların uyumsuz davranışları öncesinde ebeveynin dikkat etmesi gereken tutumlar üzerinde durmak istiyorum; tensel temas, göz teması ve ses tonu.
Tensel temas
Anne ile uyumsuz davranışlar gösteren ya da anneye karşı dirençli bir reddediş içinde bulunan çocukta duygusal yakınlık açısından bir problemin olduğunun göstergesi olabilir. Bunu onarmadan uyumsuz davranışlara odaklanmak yanlış olur. Çünkü duygusal yakın olan kişi ile çocuk arasında bağ yoksa tesirin olması beklenmez. Çocukla duygusal yakın arasında bağlanma yoksa çocuk eğitimi imkansız olur.
Çocukla bağlanarak duygusal yakın olmak psikolojik iyi oluş açısından önemlidir. Çocukla bağlanma, onunla erken yaşlardan itibaren duygusal bir yakınlıkta bulunmaktır. Ona üç temas noktasına dokunuyor olmaktır.
Tensel temas çocukla bağlanmanın ilk adımı diyebiliriz. Saçını hafifçe dokunmak, omuzuna dokunmak, avuç içlerini avuç içlerine almak, eve geldiğinde anneciğim deyip sarılmak, ona koklamak, çocuğun dokunmasına izin vermek, sırtına dokunarak masaj yapmak…
Ebeveynin çocuk üzerinde tesiri yoksa saygı da beklenmez. Bu açıdan bakıldığında, geç olmadan çocukla duygusal yakınlığa girmek için tensel teması arttırmak gerekir. Fırsat buldukça dokunmak, okşamak ve sarılmak gerekir. Bir çocuğa duygusal olarak yapılabilecek en büyük yatırımlardan bir tanesi ona sarılmaktır.
Etrafıma baktığımda babasına sarılamamış bir zamanlar çocuk olan bir çok yetişkin olduğunu görüyorum. Çocuklarına sarılmadığının da farkında değil. Çocukluğunda duygu damarları tıkanmış ve çocuğunu hissedemediğinin farkında değil. Böyle olan bir ebeveyne, tıkanmış olan duygu damarlarının açılması için çocuk en iyi yardımcıdır.
Kendini bırak ve tensel temas kurarak çocuğuna sarıl. Çocuğun seni dinlemiyorsa onunla olan bağını sorgula. Tensel temas yoksa bağın da yoktur.
Göz teması
Çocukla duygusal yakın olabilmek ve sağlıklı bir bağlanmanın oluşması için göz teması kurmak diğer bir özelliktir. Çünkü bir insanın değerlilik hissini aldığı yegane temas noktası gözdür. Eğer bir birey karşıdakiyle göz teması kurmuyorsa kendini önemsenmemiş hisseder.
Ev içerisinde eşiyle sohbet etmeye çalışan bir kadın düşünün. Kadın konuşmaya başladığı sırada eşinin elinde telefon, “dinlemiş gibi” tepkilerde bulunuyor. Böyle bir durumda olan kadın değersizlik hissine kapılır. Önemsenmediği ve dinlenilmediğini hisseder. O anda ona kendini nasıl hissettiği sorulsa, eşinin kendisini değerli hissettirmediğini diye söyler. Eşinin farkındalık düzeyi düşük olması durumunda anlamsız bir şekilde kadına ne yaptığı hayretle soracaktır. kadının kendini değersiz hissetmesini anlamlandıramayacaktır. Aslında kadın eşim gözlerime bakmıyor, göz teması yok demektedir.
Bir çocuğun kendini değerli hissedebilmesi ve değerlilik hissi içinde güçlü olabilmesi için de anne gözünün değmiş olması gerekir. Çocukta anne gözü anne siması, anne şefkati eksik ise doğrusal bir ilişki kurması zorlaşır. Anne baba şefkati değmemiş bir çocukla uyum içinde olunması beklenemez. Kendini değerli hissetmeyen çocuk ebeveyni nasıl dinlesin? Anne baba, hadi oğlum kalk ya da çöpü atar mısın diye seslendiğinde çocuk nasıl dinlesin?
Gözüne anne gözü değmemiş bir çocuk, kalbi şişmiş ve huzursuz bir çocuktur. Değerlilik hissi göz göze bakmakla oluşur.
Adem Güneş
Ses ile temas
Çocuk ile ebeveyn arasında sağlıklı bağlanmanın oluşmasında önemli bir diğer faktör ses tonunun doğallığıdır. Ebeveynin doğal ses tonu çocuk için kucaklayıcı bir değeri vardır. Çocuk için ebeveynin ses tonu “güvenli bir liman” olmalı. Ne olursan ol, nasıl davranırsan davran kollarımın arasında “güvendesin” mesajını almalı.
Bir annenin kendine kazandıracağı en büyük yetenek kendi duygularıyla gelmiş olan bir sese sahip olabilmesidir. Şefkatle süslenmiş bir ses tonu ile çocuğa seslenmesidir. Bir anne sesini kaygısızca, doğal ve kucaklayıcı bir tonla seslendiğinde çocuk da kendini kaygısı hissetmeyecektir. Öte yandan buyurucu ve mekanik ince bir ses ile hitap edildiğinde çocukta kaygının oluşmasına neden olur. Böyle bir ebeveyn-çocuk iletişiminde ebeveynin çocuk üzerinde tesirli olması düşünülemez.
Yukarıda yazılanlar ev içinde yoksa böyle bir durumda ebeveyn-çocuk arasında uyumsuzluklar görülecektir. Çocuklar böyle durumlarda söz dinlemez, uyumsuz davranırlar.
Çocukların uyumsuz davranış nedenleri değerlendirilecek olursa iki başlık altında toplanabilir.
- Çocuk ile ebeveyn arasında duygusal yoksunluk, çocuğun kendisinde duygusal yoksunluk ya da çocuk ile ebeveyn arasında bir bağlanma probleminden kaynaklanan bir uyumsuzluktan kaynaklanan davranışlar.
- Çocuk yaşının gereği ya da anne baba ile kurduğu bir yakınlığın gereği olarak sınırlarını aşarak inatçı davranış göstermesi. Başka bir deyişle iktidar mücadelesi göstermesidir.
Çocuğa duygusal yoksunluk yaşatılmadığı halde, tensel temasın kurulması, göz göze gelinmesi ve ses tonu doğal olarak çıkıyor ve şefkatle süslenmiş olduğu halde çocuk hala uyumsuz davranıyorsa yapılması gerekenleri sonraki yazımda ele alacağım. takipte kalın 🙂
İktidar mücadelesi ya da duygusal yoksunluk yaşayan çocuklara yönelik nasıl davranılması gerektiği hakkında yazacağınız yazınızı da bekliyorum
BeğenLiked by 1 kişi
Yazımı dikkatle okumanız beni memnun etti. En kısa zamanda beklediğiniz yazımı da hazırlayacağım. Sağlıkla kalın
BeğenBeğen
Kaleminize sağlık.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim
BeğenLiked by 1 kişi